a

Yerli Üretim ve Kur Korumalı Stratejiler: Türkiye’nin Ekonomik Direnci Nasıl Şekilleniyor?

Türkiye ekonomisi son yıllarda döviz kurundaki dalgalanmalara karşı aldığı önlemlerle dikkat çekiyor. Özellikle kur korumalı mevduat sisteminin hayata geçirilmesi, yerli üretim desteklerinin artırılması ve dış ticaret açığının azaltılmasına yönelik adımlar, ekonomide dirençli bir yapı oluşturma hedefiyle atılıyor. Peki bu stratejiler, Türkiye’nin ekonomik kırılganlıklarını azaltmakta ne derece etkili?

Yerli Üretimin Ekonomiye Katkısı
Yerli üretim, ithalat bağımlılığını azaltarak döviz çıkışını sınırlandıran en etkili ekonomik stratejilerden biri olarak görülüyor. Özellikle tarım, savunma sanayi, enerji ve otomotiv gibi stratejik sektörlerde yapılan yerli yatırımlar; ithalat kalemlerini azaltmakla kalmıyor, aynı zamanda istihdamı da güçlendiriyor. Örneğin, yerli elektrikli otomobil girişimleri ve güneş paneli üretim tesisleri, hem dışa bağımlılığı azaltıyor hem de cari açık üzerindeki baskıyı hafifletiyor.

Kur Korumalı Mevduatın Etkisi ve Sürdürülebilirliği
Kur korumalı mevduat sistemi (KKM), 2021 yılında dövize olan talebi azaltmak amacıyla devreye alındı. TL mevduatları cazip hâle getirerek dövizden dönüşleri artırdı. İlk aşamada başarılı sonuçlar vermiş olsa da sistemin sürdürülebilirliği uzun vadede tartışmalı. KKM’nin kamuya maliyeti, kur farkı ödemeleri nedeniyle her geçen gün artıyor. Bu durum, bütçe dengesine yönelik riskleri beraberinde getiriyor. Ancak bu sistemin kısa vadeli kur şoklarını önlemede etkili olduğu bir gerçek.

Dış Ticaret Dengesi ve İhracat Hamleleri
Türkiye, 2024 ve 2025 yıllarında ihracat odaklı büyüme modeline hız kazandırdı. Ticaret Bakanlığı’nın teşvik programları ve Eximbank destekleri sayesinde KOBİ’ler dış pazarlarda daha görünür hâle geldi. Özellikle Orta Asya, Afrika ve Güney Amerika gibi alternatif pazarlarda Türk ürünlerine olan ilgi arttı. Ancak ithal girdi oranı hâlâ yüksek seviyelerde. Bu da ihracatın artmasına rağmen cari açığın tamamen kapanmasını zorlaştırıyor.

Yatırım Ortamı ve Güven Endeksleri
Ekonomik güven endeksi, son aylarda özellikle reel sektör ve inşaat tarafında yükselişe geçti. Yabancı yatırımcıların tekrar Türkiye piyasalarına yönelmesi, faiz politikaları ve enflasyonla mücadele konularındaki kararlılığa bağlı görünüyor. Türkiye’nin CDS primindeki düşüş ve Merkez Bankası rezervlerinin güçlenmesi, ekonomik güvenin yeniden inşa edildiğine işaret ediyor. Ancak yapısal reformlar konusunda hâlâ atılması gereken adımlar var.

YORUMLAR

s


En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

2025 Asgari Ücrette Ara Zam Gündemde mi? Yeni Düzenleme Beklentisi Artıyor

HIZLI YORUM YAP