2025 yılı, Türkiye’de iklim değişikliğinin etkilerinin en belirgin şekilde hissedildiği dönemlerden biri olarak kayıtlara geçti. Özellikle İç Anadolu, Güneydoğu ve Ege bölgelerinde yaşanan yağış eksikliği, tarımda ciddi verim kayıplarına ve şehirlerde su kesintilerine yol açtı. Devlet Su İşleri (DSİ), Meteoroloji Genel Müdürlüğü ve birçok üniversitenin ortak verilerine göre, Türkiye topraklarının %40’ı “yüksek kuraklık riski” altında.
Kuraklık, artık sadece tarım sektörünü değil; enerji üretimini, içme suyu teminini ve şehir hayatını da doğrudan etkileyen kritik bir gündem maddesi hâline geldi. Peki 2025 itibarıyla Türkiye bu krize karşı ne gibi önlemler alıyor? Hangi iller daha büyük risk altında? İşte detaylar…
Türkiye genelinde son 10 yılda ortalama yağış miktarında ciddi bir düşüş yaşandı. Özellikle 2024–2025 kış aylarında yağışlar, normallerin %35 altına geriledi. Bu durum, baraj doluluk oranlarını ciddi şekilde etkiledi. İstanbul, Ankara, Konya, Şanlıurfa ve İzmir gibi büyük şehirlerde su seviyeleri kritik eşiklerin altına indi.
Uzmanlar, bu durumun arkasında iklim değişikliğine bağlı kuraklık döngülerinin sıklaşmasını ve Akdeniz iklim kuşağının daha kurak bir hale evrilmesini gösteriyor.
DSİ, 2025’te 23 yeni gölet ve 8 baraj projesini hızlandırdı. Özellikle İç Anadolu’da yeraltı sularının artırılmasına yönelik sondaj ve depolama çalışmaları devam ediyor.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı öncülüğünde su kullanımında bilinçlendirme kampanyaları başlatıldı. Okullarda “su okuryazarlığı” dersleri pilot olarak uygulanmaya başlandı.
Çiftçilerin geleneksel sulama yöntemlerinden vazgeçip damla ve yağmurlama sistemlerine geçmeleri için hem teşvik hem de eğitim veriliyor.
Kuraklık nedeniyle hidroelektrik santrallerde üretim azaldığı için, güneş ve rüzgar enerjisine dayalı projelere daha fazla destek sağlanıyor.
Uzmanlar, bireylerin de bu süreçte aktif rol alması gerektiğini vurguluyor. Gereksiz su tüketiminin azaltılması, evlerde su tasarruflu cihazların kullanımı ve yerel yönetimlerin yeşil alan sulamalarını gece yapması gibi basit önlemler bile büyük fark yaratabilir.
Türkiye, iklim kriziyle mücadelede bölgesel planlamaya ve uzun vadeli stratejilere ihtiyaç duyuyor. Kuraklık artık geçici bir sorun değil, kalıcı bir gerçeklik. 2025 bu anlamda bir kırılma yılı olabilir.
Türkiye’de Yeni Dönem: Elektrikli Araçlar İçin Teşvik Paketi Açıklandı