Pandemiyle birlikte hayatımıza giren online eğitim, 2025 yılı itibarıyla artık yalnızca geçici bir çözüm değil; birçok eğitim kurumu için kalıcı bir model hâline gelmeye başladı. Türkiye’de üniversitelerden özel okullara, dil kurslarından mesleki eğitim platformlarına kadar birçok alan online sisteme yatırım yapıyor. Bu dönüşüm, hem öğrenciler hem de eğitimciler için önemli değişiklikler anlamına geliyor.
Online eğitim; erişilebilirlik, esneklik ve maliyet avantajlarıyla öne çıksa da, hâlâ tartışmalı noktaları da beraberinde getiriyor. Peki, 2025’te Türkiye’de online eğitim hangi noktada? Avantajları, zorlukları ve geleceği neye işaret ediyor?
İnternete bağlı bir cihazı olan herkes, coğrafi konumdan bağımsız olarak eğitim alma şansı buluyor. Bu, özellikle kırsal bölgelerde yaşayan öğrenciler için büyük bir fırsat.
Öğrenciler, kendi zamanlarını planlayarak ders içeriklerini izleyebiliyor. Çalışan bireyler ya da aynı anda farklı alanlarda eğitim almak isteyenler için büyük kolaylık sunuyor.
Ulaşım, yurt, yemek ve kırtasiye masraflarının olmaması, ailelerin bütçesine önemli katkı sağlıyor. Eğitim kurumları da fiziki altyapı giderlerinden tasarruf ediyor.
Her ne kadar internet yaygınlaşsa da hâlâ Türkiye’de bazı bölgelerde hızlı ve kesintisiz internet erişimi problemli. Cihaz eksikliği de önemli bir sorun olarak devam ediyor.
Yüz yüze eğitimin sağladığı sosyal etkileşim ve anında soru-cevap ortamı online sistemde zayıflıyor. Bu da özellikle ilkokul ve ortaokul öğrencilerinde dikkat eksikliği ve motivasyon sorunlarına yol açabiliyor.
Sınavların güvenliği ve değerlendirme kriterlerinin adaleti konusunda hâlâ net çözümler bulunmuş değil. Kopya, yönlendirme ve etik dışı uygulamalar, sistemin güvenilirliğini zedeleyebiliyor.
Milli Eğitim Bakanlığı, 2025 itibarıyla EBA sistemini geliştirmeye devam ediyor. Ayrıca açık öğretim liseleri ve uzaktan eğitim veren üniversiteler, dijital altyapılarını güçlendirerek öğrenci sayısını artırıyor.
Birçok üniversite, hibrit modeli benimsedi. Bu modelde teorik dersler online yürütülürken uygulamalı dersler yüz yüze gerçekleştiriliyor. Böylece iki sistemin avantajları bir araya getiriliyor.
Uzmanlara göre online eğitim artık geçici değil, eğitimin tamamlayıcı bir parçası. Teknoloji geliştikçe sistem daha da oturacak ve eksikleri kapatılacak. Ancak hiçbir zaman yüz yüze eğitimin tamamen yerini alması beklenmiyor. Öğrencinin yaşına, dersin içeriğine ve eğitim hedeflerine göre en uygun model belirlenmeli.
Eğitimde dijitalleşme süreci, 2025 itibarıyla artık durdurulamaz bir akışa girdi. Bu akışa uyum sağlamak, geleceğin eğitimine yatırım yapmak anlamına geliyor.
Yapay Zeka Destekli Eğitim: Geleceğin Sınıflarında Neler Değişecek?
1
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, sınıf başkanının vaadini yerine getirdi
68273 kez okundu
2
Lisede Eğitimin Geleceği Tartışılıyor: 4+4+4 Sistemi Değişecek mi? Yusuf Tekin Açıkladı
26623 kez okundu
3
Yusuf Tekin MEB İletişim Merkezinde Çağrı Yanıtladı
10448 kez okundu
4
“İlk Mektubum Mehmetçiğe” Projesiyle Öğrencilerden Mehmetçiklere Mektup
1492 kez okundu
5
“ÖğretmenİZ” Dergisinin 6. Sayısı “Zaman” Temasıyla Yayında
925 kez okundu